Makaleler "haber"

İKTİSATÇI ERHAN USTA TAHA AKYOL’UN SORULARINI CEVAPLADI:

EN AZ 40 YIL SEFALETİ HEDEF OLARAK KOYUYORLAR Çin insanların yıllarca hangarlarda yaşayarak güvencesiz çalıştığı bir süreçten geliyor. Türkiye’nin önüne Çin’i model olarak koymak, en az 40 yıl emeği sömürmek, sefaleti hedef göstermek demek.

SUNDUKLARI MODEL DEĞİL ÇARESİZLİK SENARYOSU Yeni model iki ay önce akıllarında dahi yoktu. ‘Çaresizlik senaryosu’ bir model olarak takdim ediliyor. Kur artışlarının kontrol altında olduğu algısını oluşturmak için çaresizlikten ortaya atılmış bir şey.

128 MİLYARI HEBA EDEN ALBAYRAK EKİBİ İŞ BAŞINDA Berat Albayrak ekonomi yönetimine tamamen hâkim. Yönetimini getirmekle kalmadı, ekonomi politikalarını da kurgular durumda. 128 milyar doların heba edilmesi, Berat Albayrak ve ekibinin marifeti.

BU POLİTİKAYI 2023’E KADAR SÜRDÜRME İMKÂNI YOK Erdoğan’ın bu politikaları Haziran 2023’e kadar sürdürme imkânı yok. Ekonomi bu yükü kaldıramaz. Politikalar devam ederse enflasyon hızla yükselecek, işsizlik artacak ve yoksullaşma derinleşecek.

Cumhurbaşkanı’nın ekonomik büyüme konusunda Çin’i örnek göstermesinin anlamı nedir?

Çin, kalkınmak isteyen bir ülke için örnek olabilir. Ancak Çin’in gelişme hikayesi bugün başlamıyor. Bugün Çin’i model alalım diyorsanız 40 yıl öncesine gitmeniz gerekir. Yıllarca insanların büyük hangarlarda yaşayarak çalıştığı, hiçbir sağlık ve sosyal güvencesinin bulunmadığı, karın tokluğuna yaşamak için çalışmaktan başka çaresinin olmadığı bir süreçten geliyor Çin.

Çin, 1980-2020 döneminde, ortalama olarak, milli gelirinin yüzde 41.6’sını tasarruf etti. Bu tasarrufları da üretken yatırımlarda kullandı. ABD başta olmak üzere birçok gelişmiş ülkeden ciddi miktarda doğrudan yatırım çekti. Bu kaynaklarla konut, AVM veya gereksiz alt yapı yatırımları yapmadı. Bu paraları ülkesini bir üretim üssü yapmakta kullandı. Böylece, 1980-2020 döneminde Çin’de sabit sermaye yatırımlarının GSYH’ya oranı yüzde 39,4 olarak gerçekleşti.

Tabii tasarruf edip kaynaklarını da üretken yatırımlarda kullanınca sürdürülebilir yüksek bir büyüme elde etti. 1980-2020 döneminde Çin’in ortalama büyümesi yüzde 9,3 olarak gerçekleşti. Ayrıca Çin, büyümenin oluşturduğu imkanları gelişme/kalkınma için kullandı.

Biz Devlet Planlama Teşkilatını kapatırken, Çin bunları güçlü bir merkezi planlama ile yaptı. Devlet kapitalizmi ile özel sektör iş birliğini güçlü bir şekilde koordine etti. Sanayisini güçlendirdi, dönüştürdü. Teknolojiye yıllarca yatırım yaptı. Şu anda dünyada 500 büyük şirket sıralamasında ABD’yi geçerek ilk sıraya yükseldi.

Çin, hâlâ ciddi gelir adaletsizliğinin olduğu, kapalı bir ülke.

Şu anda Türkiye’nin önüne Çin’i bir model olarak koymak en az 40 yıl çalışanların emeğini sömürmek anlamına gelir. Bugün dahi zor geçinen işçilerimizi iyice süründürmek anlamına gelir. İyi-kötü var olan sendikal hakları yok etmek anlamına gelir.

Çin, bugüne kadar çevre kaygısı olmadan üretim yaptı. Şimdi bir yandan Türkiye’de iklim değişikliği bakanlığı kuracaksın, diğer yandan çevre duyarlılığı olmayan Çin’in 40 yıl önceki halini model alacaksın.

Bizim tasarruflarımızın milli gelire oranı Çin’in ancak yarısı kadar. Biz Çin’e göre aşırı borçlu bir ülkeyiz.

Özetle, Çin modeli demek Türk milletinin önüne en az 40 yıl sefaleti hedef olarak koymaktır.

NEYİ DEĞİŞTİRİYORLAR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bugüne kadar yüksek faiz düşük kur modelini denedik, netice alamadık, şimdi model değiştiriyoruz” diyor. Neyi değiştiriyorlar?

Türkiye 1980’den itibaren ihracat odaklı büyümeyi esas alan bir ekonomik model uygulamaktadır. Bunu başardığı zamanlar olmuştur, başaramadığı zamanlar olmuştur, ama bu hedeften hiç vazgeçmemiştir.

Ak Parti de kendisinden önceki hükümetlere benzer bir model uygulaya gelmiştir.

Ak Parti 2002 yılı sonunda iktidar olduğunda, reformları yapılmış ve siyasi bedeli başka siyasi partilerce ödenmiş tertemiz bir reform ortamı devraldı. Ayrıca küresel likiditenin oluk oluk bizim gibi gelişmekte olan ülkelere aktığı bir dönemdi. Ak Parti geldiğinde IMF ile bir program yürütülüyordu. Ak Parti bu programı aynen devam ettirdi, hatta süresini uzattı ve 5,5 yıl kesintisiz bir şekilde IMF ile program yürütmüş oldu.

Güçlü tek başına iktidar, AB’ye tam üyelik perspektifi, Türkiye’ye ciddi yabancı kaynak girmeye başladı. Burada iktidarın temel hatası bu kaynakların üretken alanlarda veya ticarete konu alanlarda kullanılmasına ilişkin tedbir almamasıydı. Hatta AVM, konut, ihtiyaç fazlası alt yapı yatırımları yapılmasını hükümet bizzat teşvik etti. Tabii bu esnada ciddi kentsel rantlar oluştu. Yasal olarak bu ranttan vergi almak mümkün olmadığı için bu rant müteahhit ve yerel/merkezi iktidar sahipleri arasında paylaşıldı. Yıllarca süren bu durum iktisadi olarak Türkiye’yi bitirdiği gibi kentleşme, yolsuzluk gibi ciddi sorunlara yol açtı.

19 yıllık Ak Parti hükümetleri döneminde Türkiye yaklaşık 600 milyar dolar cari açık verdi. Diğer bir ifadeyle bu miktarda net dış kaynak kullandı. Artı, kendi tasarruflarımızı da yatırımlarda kullandık ama ülkemizin üretim kapasitesi bu miktarın çok çok altında arttı. Bunun sebebi bu kaynakların önemli kısmının betona gitmesidir. Daha da vahimi bu esnada oluşan yolsuzluklardan elde edilen gelirlerin önemli kısmı yurt dışına çıkartıldı.

DIŞ KAYNAK?

Dış kaynak olarak dış borçlar?

Bu 600 milyar doların yaklaşık 320 milyar doları dış borç şeklinde geldi. Kalanı yabancılara gayrimenkul, banka, sigorta şirketleri, reel sektör şirketleri ve hisse senedi satılması şeklinde geldi. Türkiye şimdi dışarıdan kullandığı bu borçları geri ödeme sıkıntısı çekiyor. 10 yıldan fazla süredir ekonomide alınan kararlarda ciddi hata yapılması, verimlilik kaynaklı bir büyüme yapısı oluşturulamaması, hukuk dışı ve anti demokratik uygulamaların yaygınlaşması, kurumların aşırı yıpratılması/itibarsızlaştırılması, istişarenin yok olması, ehliyet ve liyakatin tamamen kaybolması, partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle tek adam rejimine geçilmesi gibi nedenlerle dış kaynak girişinin giderek azalması ve sonunda durma noktasına gelmesi Türkiye’yi en kırılgan ülkelerden biri haline getirmiştir. Özellikle Mart 2021’den sonra işlerin hiçbir şekilde toparlanamaması ve bunun piyasalar tarafından algılanması sonucu Mart ayında 6,88’e kadar gerileyen dolar kurunun 14 liraya yaklaştığını görüyoruz.

SANAYİ PAYI KÜÇÜLDÜ

Yeni modelden bahsediyorlar, bu nedir?

Hükümetin kafasında yeni bir model yok, uyguladığı bir model de yok. Üst üste yapılan hatalar sonrasında işi toparlayamayacağını gören Erdoğan ve ekibi “çaresizlik senaryosunu” bir model olarak takdim etmektedir.

İddia ettikleri gibi bir modeli uygulayacak hangi alt yapıyı hazırlamışlardır? Sanayide hangi dönüşümü yapmışlardır? Teknolojiye yatırım yapılmış mıdır? Türkiye’nin hem mal hem de finansman açısından dışa bağımlılığı artmıştır. İmalat sanayinin GSYH içindeki payı hala yüzde 20’nin altındadır. Halbuki cari fazla veren ülkelerde bu oran uzun yıllar boyunca yüzde 35’in üzerinde seyretmiştir.

Eylül ayı içinde Cumhurbaşkanı imzasıyla yayınlanan Orta Vadeli Program’da yeni model yoktu. Yeni model nasıl bir modelse iki ay önce dahi akıllarında yoktu. Ortada yeni bir model yok. Ekonomideki bozulmanın, özellikle kur artışlarının kontrol altında olduğu algısını oluşturmak için çaresizlikten ortaya atılmış bir şeydir yeni model dedikleri…

Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın her yıl açıklanan orta vadeli programı yeni bir model olarak sunması ayrı bir kepazelikti. Özellikle partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçtikten sonra ekonomik sorunların çığ gibi büyümesi sürekli yeni model takdimlerini beraberinde getirmiştir.

TL’Yİ ERİTEREK İHRACAT?

TL’ye değer kaybettirerek, yani ucuza mal satarak döviz kazanarak yatırım yapıp büyümek mümkün mü?

Mümkün değil, hele makro ekonomik göstergeleri ve üretim yapısı bizim gibi olan bir ülkede hiç mümkün değil.

Türk lirasına değer kaybettirerek kısa süreli ihracatı cazip, ithalatı pahalı hale getirebilirsiniz ancak bu kalıcı olmaz. Bunun kalıcı olabilmesi için ücretleri reel olarak sürekli geriletmeniz gerekmektedir. Ancak o zaman emek yoğun sektörlerde belli bir rekabet gücü kazanabilirsiniz. Bu da başka milletlere ırgat olma anlamına gelmektedir. Ak parti Türkiye’yi ırgat ülke yapmaya çabalamaktadır.

Türkiye 2 aydır cari fazla veriyor diye sürekli cari fazla vereceğiz demek bu işi bilmemek demektir. Türkiye 1994, 1998-99 ve 2001 krizinde, 2002 ve 2019 yıllarında kesintisiz bir şekilde 8-9 ay süren cari fazlalar vermiş ama bu durumu sürdürememiştir. Bu dönemlerin ortak özelliği, Türk lirasının aşırı değer kaybetmesidir. Bugün de aynı durumu yaşıyoruz.

CARİ AÇIK SORUNU

Neden böyle, neden sürekli cari fazla veremiyoruz?

Madde madde anlatayım:

-Türkiye, ithalat yapmadan üretim yapamıyor. Özellikle ara malı ve sermaye malında dışa aşırı bağımlıyız. 20 yıllık Ak Parti hükümetleri bu bağımlılığı azaltacak tedbirler almadığı gibi artırdı.

-Finansman açısından dışa bağımlıyız. Hem mevcut borçlarımızı ödemek hem de üretimimizi finanse etmek için dış kaynak ihtiyacımız var. Yurt içi tasarruflarımız mevcut yatırımlarımızı dahi finanse etmeye yetmiyor. Kurun sürekli artması istikrarsızlık demektir. İstikrarsız bir ekonomiye de dış kaynak gelmez. Uzun vadeli veya doğrudan yatırım hiç gelmez.

-Kur istediği yere gitsin diyemeyiz, dış borçlarımız çok yüksek. Yıl başında dış borç stokumuzun TL karşılığı 3,2 trilyon lira idi. Bugün 6,2 trilyon liraya çıktı. 11 ayda dış borçlarımızdaki artışın ne anlama geldiği, 2021 yılı vergi gelirlerimizin 1 trilyon lira olduğu düşünülürse daha iyi anlaşılacaktır.

-Dış talepteki artışı karşılayacak üretim kapasitemiz yok. Kurun sürekli arttığı, belirsizliğin hat safhada olduğu bir ekonomide kimse üretim kapasitesini artıracak yatırım yapmaz.

-Üretim ve ihracatımızın teknoloji seviyesi çok düşük.

-İhraç ettiğimiz ürünler yoğun olarak yurt içinde kullandığımız ürünler. Bu ürünlerde dış talebin artması içeride alım gücünü düşürecektir.

-Ülkemizde kur-enflasyon geçişkenliği çok yüksek. Kurun artması doğrudan enflasyon ve yoksullaşma demek. Gelir dağılımının son yıllarda aşırı ölçüde bozulduğu ülkemizde bu politika daha fazla sürdürülemez.

-Son olarak, Türk milleti, başka milletlere ırgatlığı kabul etmez.

BERAT ALBAYRAK ÇİZGİSİ?

Berat Albayrak’ın çizgisine mi dönüldü?

Berat Albayrak’ın bir çizgisi var mıydı bilmiyorum ama şu anda Berat Albayrak ekonomi yönetimine tamamen hâkim. Kendisinin bakanlıktan ayrıldığı sıkıntılı dönemde ona sahip çıkan sadece iki isim vardı, bugün ikisini de en kritik bakanlıklara getirildi: Mehmet Muş ve Nureddin Nebati. Merkez Bankası Başkanı operasyonunu da Berat bey yaptı. Enerji Bakanı, SPK ve BDDK başkanları zaten onun daha önce getirdiği kişilerdi.

Berat Albayrak’ın Türkiye ekonomisine verdiği zararın boyutu tahminlerin ötesinde yüksektir. 128 milyar doların heba edilmesi, Berat Albayrak ve ekibinin marifetidir. Albayrak Hazine bakanı olduktan sonra sadece bütçe borçlanmasında yanlış bir strateji takip etmesinden kaynaklanan ilave maliyet 1,3 trilyon liradır. Borçlanma stratejisindeki büyük yanlışlığın Bütçeye şu ana kadar olan maliyeti bir yıllık vergi gelirimizden daha yüksektir.

Berat Albayrak ekonomi yönetiminin her tarafına sadece kendi yönetimini getirmekle kalmadı, ekonomi politikalarını da kurgular duruma geldi. Kendisinin bizzat bakan olduğu dönemdeki başarısızlıkları ortadadır. Berat Albayrak kafasıyla ekonomide başarı mümkün değildir.

MİLLİ PARA SÜREKLİ ERİYOR

TL’ye değer kaybettirmenin faturası ne? Yeni politikalar, “ucuza kapatma” iştahıyla dış yatırım çekebilir mi?

Türk lirasına değer kaybettirmenin faturası, az önce ifade ettiğim gibi dış borçlarımızın TL karşılığının artması demektir. Aynı zamanda bütçenin borçları da olağanüstü artacaktır. Çünkü özellikle Berat Albayrak döneminde yurt içinde altın ve döviz cinsinden olağanüstü borçlanmalara gidilmiştir. Bütçe borç stokunun yüzde 81’i dövize, altına ve enflasyona endekslidir. Bu üç değişkenin de kurla birlikte hareket ettiği düşünülürse kurdaki her artış devletin borcunu artıracaktır.

Kur artışı artan enflasyonla birlikte fakirleşme demektir. Özellikle dar ve sabit gelirliler ile çiftçi ve esnaf enflasyondan en fazla olumsuz yönde etkilenen kesimlerdir.

Kurun yükselmesi ülkemizin kendi vatandaşlarına pahalı, yabancılara ucuz hale gelmesidir. Üretim faktörlerimizin ucuz bir şekilde yabancılara kullandırılması anlamına gelecektir.

Kurun hızlı yükselmesi servetin el değiştirmesine de yol açacaktır. Ayakta durmakta zorlanan firmalar ya iflas edecek ya da üretim tesislerini kelepir fiyata yabancılara satacaktır. Hisse senetlerimiz sudan ucuz fiyata yabancıların eline geçecektir.

Biz yabancı sermayeye karşı değiliz ancak varlıklarımızın yok pahasına yabancılaşmasına rıza gösteremeyiz.

Milli paranın sürekli ve aşırı değer kaybetmesi istikrarsızlık demektir. Bunun sonucu da ülkeyi uluslararası tefecilerin eline düşürmek demektir. Nasıl ki, bilançosu düzgün olmayan bir işletme bankadan kredi alamaz, tefeciden çok yüksek faizlerle kredi alır, bu politikalar Türkiye’yi bu hale getirir.

ÖNÜMÜZDEKİ İKİ YIL?

Bir iktisatçı olarak önümüzdeki iki yılı iktisaden nasıl görüyorsunuz?

Bu soruya cevap verebilmek için Cumhurbaşkanının bu süre içinde değişip değişmeyeceği konusunda bir varsayım yapmak gerekiyor. Sayın Erdoğan’ın bu politikaları Haziran 2023’e kadar sürdürme imkânı yok. Ekonomi bu yükü kaldıramaz. Ya Erdoğan kısa süre içinde bu politikasını değiştirecek ya da yapılacak bir erken seçimle kendisi değişecek.

Bu politikanın devam etmesi durumunda, önümüzdeki aylarda enflasyon çok hızlı bir şekilde yükselecek, mal kıtlığı yaşanacak, işsizlik artacak, iflaslar artacak, el değiştirmeler hızlanacak, yoksullaşma iyice derinleşecektir.

Bu politikaların devam etmesi durumunda, bir sonraki safhada da Türkiye şu anda yaşadığı ekonomik krizin yanı sıra ödemeler dengesi ve finansal sistem krizini birlikte yaşayacaktır.

Ben bunların tamamının yaşanmadan ya bir yönetim değişikliği ya da politika değişikliği olacağını düşünüyorum. Çok yüksek faiz artırımıyla başlayacak politika değişikliği, ülkenin komple çökmesini önleyecek ama sorunların çözülmesini sağlamayacaktır.

ÇIKIŞ YOLU?

Nasıl düzlüğe çıkarız?

Erdoğan yönetimiyle düzlüğe çıkmak mümkün değildir. Çünkü Erdoğan, güvenilirliğini tamamen yitirmiştir, iş yapacak bir ekibe ve enerjiye sahip değildir, kirlilik çok artmıştır.

Güveni tesis edecek, belirsizlikleri yok edecek, öngörülebilirliği artıracak; yönetim sistemini değiştirecek, hukukun üstünlüğünü hâkim kılacak, ehliyet ve liyakate önem verecek, kurumlarımızın itibarını ve kapasitesini yükseltecek; üretimi ve ihracatı esas alan bir ekonomi programı uygulayacak; sorunlarının çözümünü bekleyen geniş halk kitlelerinin refahını artıracak yepyeni, tertemiz, dinamik bir yönetimle düzlüğe çıkarız.

“Türkiye’nin önüne Çin’i bir model olarak koymak en az 40 yıl çalışanların emeğini sömürmek, bugün dahi zor geçinen işçilerimizi iyice süründürmek anlamına gelir. İyi-kötü var olan sendikal hakları yok etmek ve Türk milletinin önüne en az 40 yıl sefaleti hedef olarak koymak anlamına gelir.”

“Kur istediği yere gitsin diyemeyiz. Yıl başında dış borç stokumuzun TL karşılığı 3,2 trilyon lira idi. Bugün 6,2 trilyon liraya çıktı. 11 ayda dış borçlarımızdaki artışın ne anlama geldiği, 2021 yılı vergi gelirlerimizin 1 trilyon lira olduğu düşünülürse daha iyi anlaşılacaktır.”

“Milli paranın sürekli ve aşırı değer kaybetmesi istikrarsızlık ve ülkeyi uluslararası tefecilerin eline düşürmek demektir. Nasıl ki, bilançosu düzgün olmayan bir işletme bankadan kredi alamaz, tefeciden çok yüksek faizlerle kredi alır, bu politikalar Türkiye’yi bu hale getirir.”

ERHAN USTA KİMDİR?

Ankara Üniversitesi SBF Maliye Bölümü mezunu. ABD Northeastern Üniversitesi’nde İktisat Politikası ve Planlama dalında bölüm birincisi olarak master derecesi aldı. Devlet Planlama Teşkilatı ve Kalkınma Bakanlığı’nda Uzman, Daire Başkanı, Genel Müdür, Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptı. Samsun milletvekili. İYİ Parti Grup Başkan vekili.

Haberi Kaynağından oku: Karar

Not : Bu haber KARAR internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

İktisatçı Erhan Usta Çin modelini anlattı: Türkiye tefeciye mahkum olur yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3ErVmTF

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 00.46’da Tuşba ilçesinde 4,9 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Depremin 7,62 kilometre derinlikte gerçekleştiği belirlendi.

Haberi Kaynağından oku: Cumhuriyet

Not : Bu haber CUMHURİYET internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Son dakika| Van’da 4.9 büyüklüğünde deprem yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3dmC8mf

Sayıştay raporunda Topkapı Sarayı’ndaki restorasyon işinde iş kalemlerine yüklenici firmanın piyasa rayiçlerine göre çok yüksek fiyat teklif verdiği ortaya çıktı. Buna göre üç iş kalemindeki kamu zararı 5 milyon 879 bin TL olarak tespit edildi. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, “Sayıştay 2020 Yılı Milli Saraylar Taslak Raporunda yer alan bulgu sansürlenerek yayınlanan Sayıştay Raporundan çıkarılmıştır” dedi.

Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’nın 2020 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu’nda ‘Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Bölümü ve Bina Zemin Güçlendirme, Restorasyon ve Teşhir Tanzim’ işinde yaklaşık maliyetin uygun ve gerçekçi hazırlanmadığı tespit edildi.

Sayıştay’ın raporunda, “Yaklaşık maliyet hesabında iş kalemi miktarlarının olması gerekenden daha az belirlendiği, yüklenici firmanın da miktarları eksik belirlenen iş kalemlerine piyasa rayiçlerine göre çok yüksek fiyat teklifi verdiği anlaşılmıştır” denildi.

KAMU ZARARI 5 MİLYON 873 BİN TL

Söz konusu raporun uygulama kısmında ise, yaklaşık maliyeti oluşturan iş kalemi miktarlarının eksik belirlendiği, iş kalemlerine yüklenici firmanın piyasa rayiçlerine göre çok yüksek fiyat teklif verdiği ortaya çıktı. Buna göre üç iş kalemindeki kamu zararı 5 milyon 873 bin TL olarak tespit edildi.

2 BİN 500 KAT ARTIRILMIŞ

Sayıştay’ın raporunu değerlendiren CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, şunları söyledi:

“Topkapı Sarayı’ndaki restorasyon işi kapsamında; ihalede; düşük miktarlı işlere fahiş fiyatlar verildiğini, uygulamada; bu iş miktarlarının 2500 kata kadar artırıldığını tespit ettik. Üç iş kalemindeki kamu zararı: 5.873.970TL “

“SAYIŞTAY RAPORUNDAN ÇIKARILDI”

Yavuzyılmaz ayrıca, “Sayıştay 2020 Yılı Milli Saraylar Taslak Raporunda yer alan bulgu sansürlenerek yayınlanan Sayıştay Raporundan çıkarılmıştır” açıklamasında bulundu.

Haberi Kaynağından oku: Sözcü

Not : Bu haber SÖZCÜ internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Topkapı Sarayı’ndaki restorasyon işinde kamu zararı iddiası yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3EvAdIe

İstanbul Anadolu Yakası’nın akşam saatlerinde başlayan yoğun koku vatandaşlarda tedirginlik oluşturdu. Konunun ‘depremin habercisi’ olabileceği iddiaları sonrası Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür’den açıklama geldi.

İstanbul’da Anadolu Yakası’nın birçok noktasında yoğunlaşan koku vatandaşlarda tedirginlik oluşturdu. İGDAŞ ekipleriyse kokunun doğalgaz kaynaklı olmadığını belirtirken çalışmaların sürdürüldüğünü duyurdu.

Tedirgin eden kokunun ‘deprem habercisi’ olabileceği iddiaları sonrası Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür’den açıklama geldi. Görür, şu ifadeleri kullandı;

*Kimi medya da bugünkü koku meselesini sordu. Tabii ki nedenlerini incelemeden söylenen şey kesin olmaz.

*Ancak ben bu kokunun depremle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Kokunun çıktığı kıyı alanlarının sığ derinliklerinde zengin mavi-yeşil alg, müsilaj ve eşlik eden çok miktarda organik madde birikimi ve kirlilik var.

*Bu birikim özellikle aeorobik ve anaeorobik organizmalar tarafından fiziko-kimyasal ayrışmaya uğratılmakta ve sonuç olarak oşinografik etkenlere de bağlı olarak gaz ve koku çıkışına neden olmakta olduğunu düşünüyorum.

Haberi Kaynağından oku: Sözcü

Not : Bu haber SÖZCÜ internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

İstanbul’daki yoğun koku, depremin habercisi mi? Prof. Dr. Naci Görür’den açıklama yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3pwZoUg

Apple, 2022 yılında giriş seviyesi MacBook Pro ve dört farklı Mac hazırlığında. Henüz iddia seviyesinde olsa da, Bloomberg yazarı Mark Gurman, oldukça detaylı beklentiler açıkladı. Peki ama Gurman’a göre Apple’ın 2022 yılında piyasaya süreceği Mac modelleri ve özellikleri nasıl olacak?

Giriş seviyesi MacBook Pro ve diğer tahminler

Apple, Intel işlemciler yerine kendi tasarladığı ARM tabanlı M1 işlemciler sonrası bu sene vitesi daha da yükseltti. Buna göre Apple, M1 Max ve Pro işlemcileri ile performansı daha da yükseltti. Gurman’a göre 2022 yılında teknoloji devi, bu performansı artırmanın yanında ürün yelpazesini de genişletme peşinde.

Mark Gurman, 24 inçlik iMac‘in yeni versiyonunda yeni M2 işlemcisinden güç alan üst düzey bir model ile geleceği iddiasında. Buna göre Apple 2022 içinde M2 ile güçlendirilmiş MacBook Air‘i de tanıtabilir. Gurman, yeni bir giriş seviyesi MacBook Pro iddiasını da yineledi.


Mac Pro son olarak 2019 yılında yenilendi

Mark Gurman daha önce de yeni nesil giriş seviyesi MacBook Pro modelinin yeni nesil MacBook Air ile aynı M2 işlemci içereceğini iddia etti. Gurman’a göre, M2 işlemcisinin de M1 yongasıyla aynı sayıda CPU çekirdeğine sahip olma ihtimali var. Bu anlamda teknoloji yazarı, M2 işlemcisinin 10 adet grafik çekirdeği ve iyileştirilmiş performans ile geleceği iddiasında.

Gurman ayrıca 2022 yılında Mac Mini güncellemesi, Apple işlemciye sahip yeni bir Mac Pro beklentisini de açıkladı. Mac Pro‘lar bildiğiniz gibi Apple’ın profesyoneller için ürettiği Mac modelleri. Rende tasarımı ile alay konusu olan model son olarak 2019 yılında karşımıza çıktı. Tabii ki bunların yanında yeni MacBook Pro modelleri de gelecek. Ancak yeni M2 işlemcinin yanında tıpkı bu sene olduğu gibi daha performanslı bir işlemcinin daha karşımıza çıkma ihtimali var.

Apple’ın giriş seviyesi MacBook Pro modeli ile MacBook Air arasında tasarım ve ağırlık dışında performansta nasıl farklar olacağı ise merak konusu. Her ne kadar henüz iddia seviyesinde olsa da Mark Gurman oldukça detaylı bir iddia ile karşımızda.

Apple bu sene yaptığı tanıtımda M1 Pro ve M1 Max adı altında iki yeni ARM tabanlı işlemci tanıttı. Teknoloji devinin TSMC‘nin 5 nm fabrikasyon süreci ile ürettiği işlemciler 2023 yılında ise yerini 3 nm teknolojisine bırakacak.

Haberi Kaynağından oku: Shiftdelete

Not : Bu haber SHİFTDELETE internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Apple’dan 2022 yılında beş yeni Mac beklentisi yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3DqL7gQ

Samsun’da arkadaşlarıyla buluşmaya gittiği restoranda takip edildiği husumetlisi O.B.’nin pompalı tüfekli saldırısına uğrayan Tekin K. (25), ağır yaralandı. Kaçan saldırgan ve yanındaki arkadaşı, polis ekiplerince yakalandı.

Olay, saat 20.00 sıralarında Canik ilçesi çevreyolu üzerinde bulunan bir restoranda meydana geldi. Davet üzerine arkadaşlarının bulunduğu restorana gelen Tekin K., işletme önüne geldiği esnada, kendisini takip eden ve bilinmeyen nedenle aralarında husumet olduğu öğrenilen O.B.’nin pompalı tüfekli saldırısına uğradı. Saldırıdan kurtulmak için restorana giren Tekin K.’nın arkasından gelen O.B. tüfekle peş peşe ateş etmeye devam etti.

İşletmede bulunanlar panik yaşarken, saldırganlar otomobile binerek kaçtı. Olayda saçmaların vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden Tekin K., yaralandı. Kanlar içinde kalıp, kendi imkanıyla özel hastaneye giden Tekin K., Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Tedaviye alınan Tekin K.’nın hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri de kaçan şüphelileri kısa sürede suç aleti silahla yakalayarak gözaltına aldı.

 

Haberi Kaynağından oku: T24

Not : Bu haber T24 internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Samsun’da restoranda pompalı tüfekli saldırı: 1 yaralı yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/336RY2N

Türk Tabipleri Birliği (TTB), hekim ve diş hekimlerinin emeklilik ve maaşlarında iyileştirme yapılmasını öngören düzenlemenin TBMM’de geri çekilmesine ilişkin, “Bir hızla getirilip aynı hızla geri çekilen yasa tasarısı, bu konuda da Sağlık Bakanlığı’nın hiçbir ciddi hazırlık yapmadığını göstermiştir. Bakanlığın bu savruk hali, salgının başından beri her gün daha da artmaktadır” açıklamasını yaptı.

TTB’dan yapılan yazılı açıklamada, hekim ve diş hekimlerinin emeklilik ve maaşlarında iyileştirme yapılmasını öngören düzenlemenin, kapsamı artırılarak derhal Meclis’ten geçirilmesi talep edildi. TTB açıklamasında şunlar kaydedildi:

“Hekim ve diş hekimlerinin emeklilik ve maaşlarında iyileştirme yapılmasını öngören düzenleme, 1 Aralık 2021’de ülke gündemine getirilmiş ancak aynı düzenleme 3 Aralık 2021 tarihi itibari ile geri çekilmiştir. Görüşmelerin 21-23 Aralık 2021 tarihine ertelendiği belirtilmiştir.

“Emekli hekim maaşı emekli vali maaşını geçtiği için geri”

Görüşmelerde yer alan hekim milletvekillerince tarafımıza aktarılan bilgilere göre; yasa tasarısı Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın itirazı üzerine geri çekilmiştir. İtirazın nedeni olarak emekli hekim maaşlarının emekli vali maaşlarını geçmesi gösterilmiştir. Emekli hekimler ile emekli valilerin maaşlarının karşılaştırılmasının neden Meclis’te tartışma konusu yapıldığı bir yana, asıl sorunun Sağlık Bakanlığı’nın yönet(e)mezliğinden kaynaklı olduğu aşikârdır. Bir hızla getirilip aynı hızla geri çekilen yasa tasarısı, bu konuda da Sağlık Bakanlığı’nın hiçbir ciddi hazırlık yapmadığını göstermiştir. Bakanlığın bu savruk hali, salgının başından beri her gün daha da artmaktadır.

Türk Tabipleri Birliği olarak pandemideki bilim dışı, şeffaf olmayan uygulamaları görünür kıldığımız gibi, sağlık sisteminin çöküşünü ve hekimlerin tükenmişliğini ortaya koyduğumuz ‘Emek Bizim, Söz Bizim’ eylem sürecimiz sonrası bakanlığın artık ‘sağlık sistemi çok iyi’ algısını devam ettiremediğinin farkındayız. Hazırlık yapılmadan sunulan tasarının örgütlülüğümüzün ve kararlılığımızın gün be gün artması nedeniyle hissedilen telaştan olduğunu görüyoruz.

Eylem sürecinde ziyaret ettiğimiz tüm siyasi partilere ilettiğimiz taleplerimizde ısrarcıyız. Meclis’te bulunan sağlık alanından vekiller ile de görüşmelerimiz devam etmektedir. Sağlık Bakanı’nı bir kere daha uyarıyoruz: Ekranlardan muştuladığınız zammın yapılmadığını topluma açıklamak sizin yükümlülüğünüzdür! Zammın neden yapılmadığını, tasarıya yapılan itiraza karşı bakanlığın ne yapacağını, tasarıda SSK/BAĞ-KUR, YÖK kadrosu hekimler, aile hekimleri ile kamuda çalışan hekimler arasında neden ayrım yapıldığını hekimlere açıklamak sizin görevinizdir!

Artık emeğimiz üzerinden sağlık sistemi güzellemeleri yapılmasını kabul etmiyoruz. Tasarı derhal kapsayıcılığı artırılarak ve yalnızca emekli maaşları değil, aktif çalışan hekimlerin gelirleri de düzenlenerek Meclis’ten geçirilmelidir. Emeğimizin değersizleştirilmesine karşı bir arada mücadeleye devam edeceğimizi, emeğimizden gelen itiraz gücümüzü çalışma alanlarımıza yansıtmaktan çekinmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.”

Haberi Kaynağından oku: T24

Not : Bu haber T24 internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

TTB’den Sağlık Bakanlığı’na zam tepkisi: Bakanlığın bu savruk hali, salgının başından beri her gün daha da artmaktadır yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3rEHbag

Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın Katar’a yapacağı ziyaret boyunca Cumhurbaşkanlığı makamına Fuat Oktay vekalet edecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararda “6-7 Aralık 2021 tarihlerinde Katar’a ziyarette bulunacağımdan, dönüşüme kadar Cumhurbaşkanlığına; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 106’ncı maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay vekalet edecektir” denildi.

 

Haberi Kaynağından oku: T24

Not : Bu haber T24 internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Cumhurbaşkanlığı makamına Fuat Oktay vekalet edecek yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3DtnGDw

Türkiye’de ekonomik durumun kötüye gidişi en çok dar gelirli vatandaşları etkiliyor. Emekli maaşıyla geçinmeye çalışan milyonlarca kişi ek iş bularak yeniden çalışmak zorunda kalıyor.

FOX Ana Haber’in gündeme getirdiği emekli İsmail Eroğlu’nun sözleri sosyal medyaya damga vurdu. İş bulmak için fabrikaya gittiğini ancak bulamadan döndüğünü anlatan Eroğlu, gözyaşları içerisinde “Fabrikanın kapısında ekmek asılıydı ekmeği tavuklara götüreceğim diye yalan söyledim, eşimle beraber yedik” deyince gündeme oturdu.

Haberi Kaynağından oku: Oda TV

Not : Bu haber ODATV internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Sosyal medyanın gündeminde… Kahreden gözyaşları yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3doAUqE

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demet İlhan, insanların sabah gözlerini açtığında gelen güneş ışığının beyne sinyal gönderdiğini ve uyanmaya başladığını belirtti.

İnsan gözlerinin biyolojik saatin aynası olduğunu vurgulayan İlhan, “Gözlerimiz ışıktan aldığı sinyalleri biyolojik saatimizin doğru çalışması için beynimize gönderir. Gün ilerleyip hava karardıkça vücudumuz melatonin hormonu salgılamaya tekrar başlar ve uykumuz gelir” ifadesini kullandı.

İlhan, biyolojik saat olarak tanımlanan sirkadiyen ritmin, gündüzleri insan bedenindeki tüm sistemlerin aktif çalışmasını, geceleri ise çalışmadan dinlenmesini etkileyerek gündelik hayattaki rutinlerin daha sağlıklı geçmesini sağladığını aktardı.

HAYAT FONKSİYONUMUZU DÜZENLER

Vücudun her şeyi düzgün olarak yapabilmesi ve sağlıklı olması için biyolojik saatin doğru çalışmasının son derece önemli olduğunu dile getiren İlhan, “Biyolojik saat otomatik olarak uyku, nabız ve vücut sıcaklığı gibi pek çok hayati fonksiyonumuzu düzenler. Biyolojik saatine uyumlu yaşayanların iş verimi artar, daha mutlu bir yaşam sürebilirler, güzellik ve sağlıklarını uzun yıllar koruyabilirler” diye konuştu.

Doç. Dr. İlhan, melatonin hormonu denilen uyku hormonunun salgılanmasının 21.00-22.00 saatlerinde başladığını, 02.00-04.00’te en yüksek seviyeye ulaştığını, 07.00-09.00’da da bittiğini anlattı.

Biyolojik ritmin, ana koordinatörü olan melatoninin hücrelerinin yenilenmesi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, uyku ritminin ve vücut ısısının ayarlanmasını sağladığına değinen İlhan, şunları kaydetti:

“Yeterli ve dengeli beslenmeden bahsederken çoğunlukla sağlıklı gıdalara odaklanırız ancak bu gıdaları ne zaman tükettiğimizi es geçeriz. Oysa ki tüketilen besinlerin sağlıklı olması kadar hangi zaman diliminde tüketildiği de oldukça önemlidir ve bu önem en iyi şekilde sirkadiyen ritim ile açıklanır. Yapılan çalışmalarda özellikle kısa yetersiz uyku süresi yetişkinlerde tokluk hormonunu azalttığı, açlık hormonunu ise artırdığı tespit edilmiştir.”

Haberi Kaynağından oku: Cumhuriyet

Not : Bu haber CUMHURİYET internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Zinde bir yaşam için biyolojik saate uymak önemli yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/31uFVvx

Altın Kelebek Ödül Töreni’nde “en iyi erkek oyuncu” ödülünü alan Çağlar Ertuğrul, 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ödül Töreni’nde Tamer Karadağlı ile Nihal Yalçın arasında geçen diyaloga göndermede bulundu.

47’ncisi düzenlenen Altın Kelebek Ödülleri, düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Gecede En İyi Erkek Oyuncu ödülünün sahibi TRT 1 ekranlarında yayınlanan Teşkilat dizisindeki performansıyla Çağlar Ertuğrul oldu.  Ödülü almasının ardından teşekkür konuşması yapan Çağlar Ertuğrul, Altın Portakal’daki Nihal Yalçın ve Tamer Karadağlı arasında yaşanan olaya da göndermede bulundu.

Konuşması esnasında bir anda dönerek arkasını kontrol eden Ertuğrul’a sunucu Cem Davran “Bu o törenlerden değil, bak ne güzel kenarda duruyor” yorumunda bulundu. Bunun üzerine Çağlar Ertuğrul, “Birisi mimik yapıyor sandım arkamda o yüzden ” ifadelerini kullandı.

58. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ödül Töreni’nde oyuncular Tamer Karadağlı ile Nihal Yalçın arasında geçen diyalog gündem olmuştu. Yalçın’ın konuşması sırasında Tamer Karadağlı, saatine bakarak ve çeşitli mimikler göstererek sıkıldığını belli eden tavır sergilemiş, bir süre sonra ise konuşması devam eden Yalçın’a ödülünü uzatmıştı. Bunun üzerine Yalçın ise “Kim verdi ödülü? Sus mu dediniz? Artık sus mu diyorsunuz?” ifadelerini kullanmıştı.

 

TIKLAYIN – Yeni Akit’ten Nihal Yalçın haberi: Yıllar önce Kurtlar Vadisi’nde PKK’lı canlı bomba rolünü oynamış!

TIKLAYIN – 2021 Antalya Altın Portakal’a Tamer Karadağlı ve Nihal Yalçın gerginliği damga vurdu: Neler yaşandı?

TIKLAYIN – Tamer Karadağlı’dan Nihal Yalçın açıklaması: Hanımefendi ‘Selahattin Demirtaş’a özgürlük’ yazmış

TIKLAYIN – Bahçeli, Tamer Karadağlı’yı arayarak tebrik etti

Haberi Kaynağından oku: T24

Not : Bu haber T24 internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Oyuncu Çağlar Ertuğrul’dan Tamer Karadağlı’ya gönderme: “Birisi mimik yapıyor sandım arkamda” yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3IqLpZ4

Sayıştay raporlarına göre AKP’li Pursaklar Belediyesi, mülkiyetindeki bir taşınmazı beş yıllığına bedelsiz şekilde TÜGVA’ya tahsis etti. AKP’li Bala Belediyesi ise 1.3 milyon TL tutarındaki köy konakları işini “ivedi” diyerek pazarlık usulüyle ihale etti. Denetçiler, “Köy konaklarının ivedi olarak yapılmasını zorunlu kılacak olayın ne olduğu anlaşılamamıştır” değerlendirmesinde bulundu. MHP’li Gölbaşı Belediyesi de Ankara Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına göndermek üzere vatandaştan topladığı 7.4 milyon TL’yi hesabında tuttu. Belediye, savunmasında “Ekonomik imkansızlıklar nedeniyle gönderemedik” dedi.

“TÜGVA tahsisi uygun değil, iptal edilsin”

2020 yılı denetimlerini tamamlayan Sayıştay, belediyelerdeki birbirinden skandal uygulamaları açığa çıkarırken Ankara’daki ilçe belediyelerinin de birçok usulsüzlüğe imza attığı tespit edildi. Sayıştay raporuna göre AKP’li Pursaklar Belediyesi, TÜGVA’ya beş yıllığına bedelsiz şekilde bir taşınmaz tahsis etti. 4 Şubat 2019 tarihli Belediye Meclisi Kararı ile gerçekleştirilen tahsise “Gençlerin yerli, milli ve çağın gerektirdiği teknolojik altyapı ile yetişmesine katkı sağlamak” gerekçesi gösterildi. “Uygun değildir” diyerek tahsis işleminin sonlandırılması gerektiğini belirten Sayıştay denetçileri, belediyenin mülkiyetindeki bir başka taşınmazı da üç yıllığına Kızılay’a verdiğini tespit etti. Sayıştay, bu işlemin de iptal edilmesini istedi.

“Ekonomik imkânsızlık nedeniyle gönderemedik”

MHP’li Gölbaşı Belediyesi ise, vatandaştan topladığı emlak vergisinin yüzde 10’u tutarında kültür varlıkları katkı payını ilgili kuruma göndermesi gerekirken hesabında tuttu. Sayıştay raporunda, bu şekilde vatandaştan 7 milyon 744 bin TL toplandığı ve bu paranın Ankara Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına gönderilmesi gerektiği halde, gönderilmediği belirtildi. Sayıştay, belediyeyi şu ifadelerle uyardı: “Belediyeler genel olarak mali imkânları işaret ederek aktarmaları zamanında yapmamaktadırlar. Fakat mükelleften yapılan bu tahsilatlar belediyenin geliri değildir. Belediye, payın ilgili kuruma aktarılması sürecinde aracı idare konumundadır. Dolayısıyla Belediye tarafından toplanan kültür varlıkları katkı payları, belediyenin mali imkânları dikkate alınmaksızın, ilgili kurum hesaplarına aktarılmalıdır.” Sayıştay raporunda belediyenin savunması ile ilgili ise “Kamu idaresi, katkı paylarının ilgili kuruma bildirildiğini, ekonomik imkânsızlıklar nedeni ile ödenemediğini ve konu ile ilgili gerekli hassasiyetin gösterileceğini bildirmiştir” ifadesi kullanıldı.

“Köy konakları işi neden ivedi, anlaşılamamıştır”

AKP’li Bala Belediyesi ise, 1.3 milyon TL’lik köy konakları yapım işi ihalesini pazarlık yöntemiyle yapabilmek için COVID-19 salgınını gerekçe gösterdi. “İvedi” denilerek yapılan ihaleyi inceleyen Sayıştay’ın raporunda şu ifadeler kullanıldı: “Her ne kadar 2020 yılı içerisinde salgın hastalık olayının vukuu bulduğu açık ise de, salgın hastalık nedeni ile köy konaklarına ilişkin ihalenin ivedi olarak yapılmasını zorunlu kılacak olayların ne olduğu anlaşılamamıştır. Zira ihale kapsamında yaptırılan konaklar daha çok köy halkının bir araya gelerek kültürel faaliyetler yürütmesine ortam sağlamak amacı ile yapılmıştır. Hâlbuki Devlet tarafından söz konusu salgın döneminde vatandaşların toplu olarak bir araya gelmemesine yönelik tedbirlerin alındığı bilinen bir husustur. Dolayısıyla, söz konusu salgının köy konaklarına ilişkin ihalenin ivedi olarak yapılmasını zorunlu kılacak bir durumu meydana getirmediğinden, köy konaklarının salgın hastalık gerekçe gösterilerek pazarlık usulü ile ihale edilmesi yukarıda yer verilen yasal düzenlemelere aykırıdır.”

Gecekondu fonu amacı dışında kullanıldı

AKP’li Keçiören Belediyesi’nde ise belediye başkanı yetkisinde olan temsil, ağırlama ve tören bütçesinin başkanlık makamı dışındaki birimlerce kullanıldığı ortaya çıktı. Sayıştay denetçileri, Dış İlişkiler, Kültür ve Sosyal İşler ile Zabıta Müdürlüklerinin de temsil harcaması yaptığını tespit etti. Öte yandan gecekondu fonuna aktarılan paylar için açılan fon hesabının da amacı dışında kullanıldığı tespiti yapıldı. Raporda, “Yapılan inceleme neticesinde, Hazine tarafından gönderilen 1 milyon 448 bin TL’nin tamamının ‘Mahalli İdarelere Ait Diğer Paylar Hesabı’na kaydedilerek muhasebeleştirildiği ancak paranın tahsis amacı dışında kullanıldığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak; gecekondu fon gelirlerinin gelir bütçesinin ilgili bölümüne kaydedilmesi ve bu fonun sadece Kanun’da belirtilen işler için kullanılması gerekmektedir” denildi.

Mal alımında yasal sınır aşıldı

AKP’li Mamak Belediyesi’nin de, mal alımlarında, Kamu İhale Kurulu görüşü olmaksızın yasal sınırı aştığı tespit edildi. Rapora göre Mamak Belediyesi, 21/f ve 21/d kapsamında 22 milyon 249 TL’lik mal alımı gerçekleştirdi. Toplam mal alım ödeneği 102.5 milyon TL olan belediyenin, 21/f ve 21/d kapsamında yalnızca 10.2 milyon TL’lik mal alımı yapabilecek olmasına karşın yasal sınır 11 milyon TL’yi aştığı ancak, bunun için Kamu İhale Kurulu görüşü alınmadığı kaydedildi.  

İhalesiz mal alımı yapıldı

AKP’li Sincan Belediyesi’nin de, istisna kapsamında değerlendirilemeyecek bazı mal alımlarını ihalesiz şekilde aldığı ortaya çıktı. Raporda söz konusu bulgu ile ilgili şu ifadelere yer verildi: “Yapılan incelemede, idarenin bazı malları (bakliyat vb.) ihale yapmaksızın satın aldığı tespit edilmiştir. Alınan bu mallar herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan kullanılan mallardır. İhaleden istisna edilmemiş mal alımlarının, rekabeti sağlayacak şekilde 4734 sayılı Kanun’da yer alan ihale usullerine göre yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.”

 

 

Haberi Kaynağından oku: T24

Not : Bu haber T24 internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Sayıştay’dan skandal belediye tespitleri: TÜGVA’ya bedelsiz tahsis, “ivedi” köy konağı ihalesi yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/2ZUZvAe

AKP Balıkesir İl Başkanlığını ziyaret ederek burada gençlerle buluşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ekonomik vesayetten çıkacaklarını belirterek, “Darbe vesayetini aştık, savunma sanayi vesayetini aştık, üzerimize siz siyaset yapamazsınız diyenlerin siyaset vesayetlerini aştık. Ekonomik vesayeti de Recep Tayyip Erdoğan ile beraber aşacağız ve bu ülkeyi dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri haline getireceğiz” dedi.

Bakan Soylu, Balıkesir’deki temaslarına AK Partili gençlerle buluşarak devam etti. AK Parti Balıkesir İl Başkanlığında konuşan Soylu, Türkiye’nin önüne koyulmaya çalışılan tüm engelleri aştıklarının altını çizdi. Soylu şöyle konuştu:

* Yıllarca Türkiye’nin önüne koymaya çalıştıkları fay hatlarını ve travmaları sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hukukun üstünlüğü ve demokratikleşme adımları ve Türkiye’nin gelişme adımları ile beraber ileri bir noktaya getirdik.

* Ve etrafımızdaki coğrafyada ateş çemberi olmasına rağmen istikrarını bozdurmayan, sadece DEAŞ denilen bir terör örgütü Suriye ve Irak’ın otoritesini belli bir dönem ortadan kaldırdıkları bir süreci düşünürsek PKK, PYD, DEAŞ ve FETÖ tüm terör örgütlerinin eş zamanlı saldırısına alt yapısını iyi takip eden, milletiyle iyi bir bağ kuran, Türkiye’nin geçmiş bütün tecrübelerini milletiyle beraber halleşerek geleceğe birlik – beraberlik içerisinde aktaran bir anlayışı ortaya koyduk. Şimdi son olarak hep beraber görüyoruz ki, bütün saldırılarına rağmen ayakta duran, hala Türkiye’nin büyümesinin Türkiye’nin en büyük fırsatı olduğunu bütün dünyaya anlatmaya çalışan bir kadronun temsilcileriyiz.

“SİYASET ÇALIŞMAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Siirt’te açılışını gerçekleştirdikleri tesis hakkında bilgi veren Soylu, “Türkiye’nin çinko imalatının yüzde 50’sini yani yarısını yapabilecek bir tesis Siirt’te açıldı. Ama sadece Siirt’ten müteşekkil bir tesis değil. Bir zaman terörün hakimiyetinde olan Hakkari’nin maden ocaklarından madenin oraya getirildiği, orada işlendiği ve Türkiye’nin çinko ithalatının yüzde 50’sini karşılayabilecek bir kazanımın sergilendiği, katma değerin ve üretimin olduğu bir tesis. Siyaset çalışmaktır, siyaset üretmektedir, siyaset milletin ve ülken adına vizyon geliştirmektir. Siyaset umutsuzluğa düşmüş insana, etrafındaki coğrafyaya, haksızlıkla karşı karşıya kalmış mağdur ve mazlumlara el uzatabilecek güce ulaşmayı sağlayabilmektir” şeklinde konuştu.

“ÜLKEMİZİ GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE YAPACAĞIZ”

1960 darbesinden itibaren Türkiye’ye halkı dışlayan, milletin kararlarına küçük düşürmeye ve milletin kararlarına uymayan bir sistem getirmelerine rağmen bugün Türkiye’nin elde ettiği başarıların sonucunun netliğine dikkat çeken Soylu sözlerini şöyle sürdürdü:

* AK Parti kadroları sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bugün de Cumhur İttifakımız ile beraber Türkiye’nin yarım asır boyunca karşı karşıya kaldığı bütün tehditleri mağlup etmiştir, yenmiştir. Bu tehditlerin tamamını sırtını yere yapıştırmıştır. Arzu ettiğimiz bir tek şey var. Nasıl bizim ülkemizi tehdit etmişlerse, etrafımızdaki müslüman coğrafyayı, etrafımızdaki Türk coğrafyayı, etrafımızdaki Balkan coğrafyasını, etrafımızdaki Orta Asya coğrafyasını, etrafımızdaki Orta Doğu coğrafyasını da aynı şekilde istikrarsızlığa, yoksulluğa ve aynı tehditlere maruz bırakmak istemişlerdir. Bizim bir misyonumuz daha var.

* Nasıl Türkiye’yi Cumhuriyetin ilk 100 yılında kendi küllerinden bu noktaya getirebilme şansına ve büyük bir çalışmasına sahip olmuşsak ve 21.yüzyılda bu büyük devrimi gerçekleştirmişsek üzerimizdeki misyon şudur; hem kendi ülkemizi güçlü ve büyük Türkiye yapacağız hem de etrafımızdaki coğrafyayı batının onları bu tahkir etmesinden, aşağılamasından, karıştırmasından ve istikrarsızlığa düşürmesinden hep beraber kurtaracağız. Göreceksiniz. Bunu sağlayacak olan bizleriz.

“ERDOĞAN BU ÜLKEDE GELİŞMİŞLİĞİN SİMGESİDİR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkede güvenin simgesi olduğuna dikkat çeken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Tayyip Erdoğan bu ülkede gelişmişliğin simgesidir, Tayyip Erdoğan bu ülkede hürriyetin ve adaletin bayrağıdır. Tayyip Erdoğan bu ülkede milletin değerleri ile beraber nasıl iktidar olunacağının, nasıl dünyaya söz söyleneceğinin, nasıl mazlum ve mağdura el uzatılacağının bayraklaşmasının halidir. Tayyip Erdoğan bu ülkede siz yapamazsınız, siz gerçekleştiremezsiniz, siz beceremezsiniz, siz bize söz söyleyemezsiniz diyenlere karşı, ‘Hayır biz bunu söyleriz’ diyen ve Türkiye’yi 300 yıldır gerilemeye mahkum etmeye çalışanlara karşı itirazın adıdır ve bu milletin evladıdır, bu milletin adamıdır” dedi.

“YAPACAĞIMIZ TEK BİR ŞEY VAR”

Soylu konuşmanın devamında şunları söyledi:

* Bizim ülkemizde terörle mücadele ederken, elin mühimmatını üreten değil kendi savunma sanayindeki devrimi gerçekleştirerek o vesayetiyle o vesayeti de elinin tersiyle iten bir Türkiye’den Allahımıza şükürler olsun, dünyada kimse kımıldayamazken, Çanakkale köprüsünden, nükleer santrallere kadar hiç bir yatırımını durdurmayan, bu milletin özgüvenini yeniden bu büyük milletle birleştiren kavuşturan bir anlayışı ortaya koymuştur.

* Şimdi yapacağımız tek bir şey var. Cumhuriyetin ikinci asrına bu kadroların imzasını atmak, Cumhuriyetin ikinci asrına hep birlikte çok çalışarak bu ülkeyi Dünyada parmakla gösterilen bir ülke haline getirebilmek ve dünyanın 10 ekonomisinden birisi haline getirebilmek ve bize bugün had bildirmeye çalışanları Türkiye’nin önünde saygı duruşuna getirmektir. Hep beraber bunu yapmak durumundayız. Bunu inancımızla, imanımızla, milli kültürümüzle, benliğimizle, birliğimizle ve bunu kendimize olan saygımızla beraber yapmalıyız.

“EKONOMİK VESAYETİ ERDOĞAN İLE BERABER AŞACAĞIZ”

Dönem dönem sıkıntılı süreçlerin yaşanabileceğini ve bu süreci de atlatacaklarının vurgusunu yapan Bakan Soylu sözlerini şöyle sonlandırdı:

* Eğer zemininiz güçlüyse, eğer kuvvetliyse sıkıntıları aşmak ve bertaraf etmek, bütün dünya o sıkıntıların içerisinde gark olurken, boğuşurken sizin için daha rahattır. Bir çok vesayeti aştık. Darbe vesayetini aştık, savunma sanayi vesayetini aştık. Üzerimize siz siyaset yapamazsınız diyenlerin siyaset vesayetlerini aştık. Terör vesayetini aştık. Şimdi bir tek vesayet kaldı.

* Bu ülkenin üzerine giydirilmek istenen o da ekonomik vesayettir. Onu aştığımız andan itibaren ki Allah’ın izniyle aşacağız. Bunu Türkiye’de aşabilecek tek bir kişi var. Tecrübesiyle, bilgisiyle, milletin güveniyle, dünyayı tanımasıyla ve bugüne kadar Türkiye’yi getirdiği noktayla Recep Tayyip Erdoğan’dır. Biz ekonomik vesayeti de Recep Tayyip Erdoğan ile beraber aşacağız ve bu ülkeyi Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri haline getireceğiz.

* Buna olan inancımız tamdır. Biz PKK’nın da hakkından geliriz, DEAŞ’ın da hakkından geliriz, FETÖ’nün de hakkından geliriz. Yeter ki dik duralım, yeter ki güçlü duralım, yeter ki onların ortaya koymuş oldukları bu kalleşlikleri görebilme fırsatına sahip olduktan sonra esas onların arkasındakileri mağlup edebilme gücünde birlik olalım hep beraber. (İHA)

Haberi Kaynağından oku: Sözcü

Not : Bu haber SÖZCÜ internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Süleyman Soylu: Ekonomik vesayeti Erdoğan ile birlikte aşacağız yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3Ggy7wd

Fulya ile Umudun Olsun programının sunucusu Fulya Öztürk dün yayınlanan programda yer almadı.

Sunucunun yayına çıkmaması kafalarda soru işareti oluştururken, Öztürk’ün koronavirüse yakalandığı öğrenildi.

Daha önce de koronavirüse yakalanan ve ağır geçiren Öztürk, aynı belirtileri tekrar yaşayınca test yaptırdı.

Test sonucu pozitif çıkan Öztürk, apar topar hastaneye kaldırıldı. Hastalığı yine ağır geçiren Fulya Öztürk, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda takipçileriyle durumunu paylaştı.

Haberi Kaynağından oku: Oda TV

Not : Bu haber ODATV internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Sunucu ikinci kez korona oldu yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/31s2uAF

Pandemi sonrası başlayan tedarik sorunları, artan çip ihtiyacı ve üretimin yeterli olmaması dünyayı büyük bir çip krizine sürükledi. Şimdiye kadar teknoloji devleri çip krizinin 2023’ten önce bitmeyeceğini varsaydı. Bu karamsar tablonun 2023 yılında bile çözülmeyeceğine inanlar da az değil. Ancak Qualcomm CEO’su bu konuda çok daha umut verici bir açıklama yaptı.

Qualcomm CEO’suna göre küresel çip krizi yakında bitecek

Mobil işlemci pazarının uzun yıllardır lideri olan firma, bu unvanı pazar payında MediaTek’e kaptırsa da halen sektörün en önemli aktörü. Bu anlamda Qualcomm CEO’su Cristiano Amon’un küresel çip krizi hakkında yaptığı açıklama oldukça önemli.

Amon’a göre otomotivden, beyaz eşyaya kadar birçok sektörü etkileyen kriz 2022 yılında sona erecek. Her ne kadar Amon bu konuda tam tarih vermiş olmasa da, durumun yakında düzeleceğini açıkladı. Amon’a göre yakında olan zaman dilimi ise gelecek yıl.


Küresel çip krizi teknoloji devlerinin tüm çabalarına karşın derinleşiyor

Cristiano Amon, Güney Kore’den gelen raporlara göre, arzın bu yıl 2020’ye göre iyileştiğini açıkladı. Buna göre durumun 2022’de, özellikle 2020’ye kıyasla daha da iyileşmesinin beklediğini söyledi.

Her ne kadar Qualcomm bu kadar iyimser olsa da Intel CEO’su Pat Gelsinger, aynı fikirde değil. Buna göre Gelsinger , küresel çip sıkıntısının 2023’e kadar devam edeceği inancında. ARM başkanı Simon Segars ise çok daha karamsar. Seagars, 2023 yılının bile tehlikede olduğunu ve krizin derinleşeceğine inancında.

Özellikle otomobil üretimini oldukça etkileyen küresel çip krizi, dünya çapında hem fiyatların artmasına hem de arzın oldukça azalmasına neden oldu. Bu krizle birlikte bir taraftan Avrupa, bir taraftan ise Japonya yeni çip fabrikaları için yatırım yapmaya başladı. Yine Intel’de yeni çip fabrikaları için önemli bir bütçe ayırdı.

Qualcomm kriz hakkında iyimser tahminler yapsa da, geçen sene başlayan işlemci fiyatları artışı, krizin derinleşmesiyle daha da yüksek seviyelere geldi. Küresel çip krizi için önemli dönemeçlerden birisi ABD’nin Çin şirketlerine ambargo uygulaması olarak gösteriliyor. Özellikle işlemci üretiminde kullanılan bazı stratejik madenler Çin kontrolünde. Son aylarda ise bu madenlerde yaşanan fiyat artışı ve arz eksikliği krizin derinleşmesine neden oldu.

Haberi Kaynağından oku: Shiftdelete

Not : Bu haber SHİFTDELETE internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Qualcomm’dan iyimser küresel çip krizi tahmini yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3rExEA0

MHP Ankara İl Başkanı Turgay Baştuğ, kalabalık bir grupla Alparslan Türkeş Vakfı‘na giderek vakıftkilere ”Başbuğumuzun ismini CHP’ye Mansur’a peşkeş çekmeye kalkarsanız bunun hesabını soracağız” şeklinde tehditler savurdu. 

Baştuğ, “Ya adam gibi çalışmalarınızı yürütürsünüz ya da nefesimizi ensenizde hissedersiniz. Sizi buraya geldim uyarıyorum bundan sonra uyarmayacağım. ” dedi. 

 

 

Ne olmuştu?

Ankara’da gerçekleştirilen Alparslan Türkeş Anması etkinliğine saldırı düzenlendi. MHP İl Başkanı Turgay Baştuğ’un hedef göstermesinden sonra 50’ye yakın kişi, etkinliğin düzenlendiği salonun kapısında çevik kuvvet polislerinin beklemesine rağmen salona girerek, Alparslan Türkeş’e Kuran tilavetinden sonra dua edildiği esnada sahnedeki bayrakları alıp protokole saldırdı.

Saldırı sonrasında TamgaTürk’e konuşan Alparslan Türkeş’in eşi, Seval Türkeş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Alparslan Türkeş Vakfı’ndan ilk günden beri rahatsız olduğunu söylemişti. Türkeş, “Alparslan Türkeş Vakfı, Başbuğ’un vefatının hemen akabinde kuruldu. Asıl amacı Başbuğ’un mezarının bakımını yapmak ve hatırasını yaşatmaktır. Ancak Devlet Bahçeli ilk günden beri vakıftan rahatsızdır. İlk günden beri vakfı istemiyor” ifadelerini kullanmıştı.

TIKLAYIN | Alparslan Türkeş’in eşi Seval Türkeş’ten anma etkinliğindeki saldırıyla ilgili açıklama: İçişleri Bakanı’nın himayesinde yapılmış olduğu izlenimi var

TIKLAYIN |Alparslan Türkeş anmasına saldırıyı değerlendiren Bahçeli, Mansur Yavaş’ı hedef aldı: Bundan sonra dikkat etsin, arkasında bir ülkücü nefes var

Haberi Kaynağından oku: T24

Not : Bu haber T24 internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

MHP Ankara İl Başkanı’ndan Alparslan Türkeş Vakfı’na: “Bu son uyarım, hesabını soracağız” yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/31B4eYx


Medyanın SESİ ! adlı kanal tarafından yayınlanlanan bu Bu video Youtube internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu videonun hukuki muhatabı kanal sahibidir. kanallar ile ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

“Müge anlı,müge anlı ile tatlı sert,müge anlı izle,müge anlı izle atv,müge anlı son dakika,müge anlı son bölüm izle,müge anlı son bölüm,müge anlı bugünkü bölüm,müge anlı bugünkü olaylar,müge anlı son dakika haberleri,müge anlıda,müge anlıdaki olaylar,müge anlı bugünkü olaylar ne,müge anlıda itiraf,müge anlı yeni bölüm izle.Müge anlı müge anlı büyükşen
müge anlı son bölüm,
müge anlı ile tatlı sert,
müge anlı zeynep ergül,
müge anlı büşra,
müge anlı 30 haziran 2021,
müge anlı canlı yayın,
müge anlı 28 haziran 2021,
müge anlı ağladı,
müge anlı aleyna çakır,
müge anlı aşkım aşkım,
müge anlı alime,
müge anlı abdulkadir dursun,
müge anlı atv,
müge anlı annesini korumak isterken babasını
müge anlı aboo,
müge anlı bugünkü bölüm,
müge anlı bugün,
müge anlı büşra itiraf,
müge anlı büyükşen cinayeti ilk bölüm,
müge anlı büyükşen,
müge anlı büşra büyükşen,
müge anlı b,
müge anlı son b,
müge anlı canlı,
müge anlı cuma,
müge anlı cinayetler,
müge anlı canlı yayın izle,
müge anlı cinayeti itirafları,
müge anlı cinayeti ağzından kaçırdı,
müge anlı cuma günü,
müge anlı c,
müge anlı çözülen cinayetler,
müge anlı çarşamba,
müge anlı çakı,
müge anlı çataloğlu ailesi,
müge anlı çıldırdı,
müge anlı çalışmayı sevmeyen adam,
müge anlı çatalca cinayeti,
müge anlı çakı çıktı,
nail ç müge anlı,
müge anlı nail ç olayı,
müge anlı ç,
müge anlı orhan ç,
müge anlı dilek çakır,
müge anlı doktor,
müge anlı doktor osman,
müge anlı dünkü bölüm,
müge anlı düğün,
müge anlı duygusal anlar,
müge anlı dün,
müge anlı duran,
kanal d müge anlı,
kanal d müge anlı canlı,
müge anlı kanal d dobra dobra,
müge anlı d,
müge anlı elmalı davası,
müge anlı emine doğan,
müge anlı ecrin cinayeti,
müge anlı en son bölüm,
müge anlı eski bölümler,
müge anlı en ilginç olaylar,
müge anlı engin karakollu,
müge anlı esra hankulu,
e yardım ediyor müge anlı,
e yardım ediyor müge anlı remix,
e yardım ediyor müge anlı tiktok,
müge anlı tv8 e mi geçiyor,
müge anlı osman büyükşen e sarılıyor,
e var dendi müge anlı,
müge anlı ece üner e çiçek,
müge anlı fatma öz,
müge anlı fadime arslan,
müge anlı fidan arslan,
müge anlı frikiki,
müge anlı fatma demir,
müge anlı fatma uyanık,
müge anlı final,
müge anlı full izle,
müge anlı f,
müge anlı gülme benimde gülesim geliyo,
müge anlı güzelim,
müge anlı güldane biçer,
müge anlı gazi akbıyık,
müge anlı gözyaşlarını tutamadı,
müge anlı gençliği,
müge anlı güven bana,
müge anlı gözlüklü kadın,
müge anlı himmet aktürk,
müge anlı hipnoz,
müge anlı hasan kiraz,
müge anlı hüseyin kök,
müge anlı haziran 2021,
müge anlı hakan kaya,
müge anlı himmet aktürk itirafı,
müge anlı hikmet yalçınkaya,
müge anlı ırmak,
müge anlı ırmak cinayeti ilk bölüm,
müge anlı ırmak kupal,
müge anlı ıq testi,
müge anlı ışıl naz,
müge anlı ırmak cinayeti itiraf anı,
müge anlı ırmak babası,
müge anlı ırmak 21 ekim 2016,
müge anlı şenay ı kovdu,
müge anlı fadime arslan’ı kim öldürdü,
müge anlı nın instagramı,
müge anlı abdullah’ı ben kaçırdım,
müge anlı itiraf,
müge anlı ilk bölüm,
müge anlı ikranur,
müge anlı izle,
müge anlı itiraf anları,
müge anlı ilginç olaylar,
müge anlı işkembe çorbası,
müge anlı jandarma,
müge anlı jandarma neden ağladı,
müge anlı jandarma emre,
müge anlı jandarma eri,
müge anlı jenerik,
müge anlı jandarma ağladı,
müge anlı jandarma eri ağladı,
müge anlı janet campbell,
müge anlı komik anlar,
müge anlı kavga,
müge anlı komik sahneler,
müge anlı konya cinayeti,
müge anlı komik anlar 2021,
müge anlı kolaj,
müge anlı kamera arkası,
müge anlı kerem durur,
metin k müge anlı,
müge anlı k,
müge anlı fatmanur metin k,
müge anlı k.maraş,
müge anlı lütfiye gündüz,
müge anlı leyla,
müge anlı leyla aydemir,
müge anlı laf sokmaları,
müge anlı levent kırca,
müge anlı lafları,
müge anlı leyla aydemir cesedi bulundu,
müge anlı leyla cinayeti itiraf etti,
müge anlı l,
müge anlı mustafa,
müge anlı mehmet ali,
müge anlı merve nur polat,
müge anlı mehmet turhan,
müge anlı mehir,
müge anlı muharrem elbay,
müge anlı mustafa komik,
müge anlı muammer,
müge anlı ne zaman başlayacak,
müge anlı necla ve metin büyükşen,
müge anlı ne zaman başlıyor,
müge anlı nezen germiyen,
müge anlı nadir,
müge anlı nevşehir,
müge anlı necla ve metin büyükşen katili kim,
müge anlı necla,
müge anlı osman,
müge anlı osman büyükşen,
müge anlı osman büyükşen ilk bölüm,
müge anlı osman büyükşen itiraf,
müge anlı once said,
müge anlı osman büyükşen isyanı,
müge anlı osman biçer,
müge anlı osman büyükşen katili kim çıktı,
o canavar müge anlı,
müge anlı özcan eren,
müge anlı özkan,
müge anlı öldü şakası,
müge anlı özel ekip,
müge anlı özlü sözler,
müge anlı öğretmen,
müge anlı özkan itiraf,
müge anlı ölsem aramam,
müge anlı palu ailesi,
müge anlı pazartesi,
müge anlı parodi,
müge anlı perşembe,
müge anlı programı,
müge anlı palu,
müge anlı pencere,
müge anlı pınar kaynak,
müge anlı p tesi,
müge anlı rahmi özkan,
müge anlı replikleri,
müge anlı röportaj,
müge anlı remix,
müge anlı rahmi bey,

Müge Anlı, YÖRÜK KIZI MÜSLÜME Cİ’NAYETİNDE SIR PERDESİ ARALANDI | MÜGE ANLI İLE TATLI SERT, yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3DqpiOz

Meksika’da sarhoş sürücünün yol kenarında ilerleyen bisikletli gruba aracıyla çarpması sonucu 12 kişi yaralandı.

Meksika’nın başkenti Mexico City’de sarhoş bir sürücü, Guadalupe Bazilikasını ziyaret etmek amacıyla yola çıkan bisikletli ve yayalardan oluşan bir gruba aracıyla çarptı. Kaza sonucu, 12 kişinin yaralandığı aktarıldı.

Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edilirken, 4 yaralıda kafa travması, 5’inde ise vücudunda da kırıklar tespit edildi.

Kazanın ardından vatandaşlar tarafından kaçmasına engel olunan sürücü, yanındaki kişi ile birlikte güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.

Mexico City Valisi Claudia Sheinbaum yaptığı açıklamada, olayın sorumlularına en üst düzeyde ceza verilmesi için gerekenin yapılacağını belirtti.

Haberi Kaynağından oku: Sözcü

Not : Bu haber SÖZCÜ internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Sarhoş sürücü bisikletli grubun arasına daldı yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3dl2MvZ

Kaza ilçeye bağlı Yirmibeşoğlu Köyü Camii Yanı mevkiinde meydana geldi. Mehmet Kazancı idaresindeki 78 AE 754 plakalı otomobil kontrolden çıkarak yaklaşık 150 metrelik şarampole uçtu. Kazada sürücü ile birlikte bulunan çocukları Sümeyye Serra ve Ahmet Emir yaralanırken, anne Ferhan Kazancı olay yerinde hayatını kaybetti.

EKİPLER OLAY YERİNE GİTTİ

Sürücünün kendi imkanları ile haber vermesi üzerine olay yerine jandarma, AFAD, UMKE, itfaiye ve 112 Acil Servis ekipleri sevk edildi. Ekiplerin uzun uğraşları sonucunda yaralılar araçtan çıkartılarak ambulansa taşındı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

ANNE KURTURALIMADI

Hayatını kaybeden anne Kazancı’nın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

Haberi Kaynağından oku: Cumhuriyet

Not : Bu haber CUMHURİYET internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Facia gibi kaza: Anne öldü, çocuklar yaralandı yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3psqtYW

Gençlik ve Spor Bakanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda konuşan Kasapoğlu, 320 kilometrelik maratonun sağlık çalışanları ve dostluk için Soçi’den Giresun’a düzenlendiğini belirtti.

Maratonun belgeselinin tanıtımında bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Bakan Kasapoğlu, “Spor dostluğu, kardeşliği, barışı ve sağlığı amaçlayan bir olgu. Biz de bakanlık olarak sporun her bir branşını, tüm bu amaçları gerçekleştirme noktasında değerli görüyoruz” dedi.

Kasapoğlu, spora erişimi kolaylaştırma ve sporda performansı geliştirme noktasında pek çok çalışmalarının bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Ülkemizin her alanda olduğu gibi yüzmede olan iddiasını perçinleme adına önemli bir heyecanı da yaşıyoruz. Yüzme en temel branşlarımızdan biri. Bakanlık olarak bu çerçevede koymuş olduğumuz hedefler, pandemiye rağmen son iki yılda da önemli aşama kaydetti. Yüzme bilmeyen kalmasın kampanyasıyla 3 milyona yakın insanımıza yüzme öğrettik. Olimpik, yarı olimpik ve portatif havuzlarımızla Türkiye’nin her bir tarafında yüzmeye erişimi sağlamak adına çalışmalarımız tüm hızlıyla devama edecek. Kadın-erkek, genç-yaşlı isteyen herkese yüzme öğretme iddiamızı yinelemek istiyorum.”

‘Su kaynakları noktasında önemli coğrafyada yaşıyoruz” diyen Kasapoğlu, “Hem bunları değerlendirme hem de birbirinden kıymetli gençlerimizin yeteneklerini açığa çıkarma noktasındaki çalışmalarımız sürecek. Bu anlamlı organizasyon, bizler için yüzme açısından nelerin başarılabileceğini de gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Bakan Kasapoğlu, 12 yüzücünün katılımıyla 6 gün süren maratonun düzenlenmesinde katkıları bulunan herkese teşekkür etti.

Konuşmaların ardından TRT Spor tarafından çekilen belgeselin gösterimi yapıldı.

Gala programına Eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Giresun Valisi Enver Ünlü, Organizasyon Komitesi Başkanı Mustafa Özer ve Türkiye Yüzme Federasyonu Başkanı Erkan Yalçın da katıldı.

Haberi Kaynağından oku: TR Sputnik

Not : Bu haber TR SPUTNİK internet sitesinden, Yeniistiklal.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi yeniistiklal@gmail.com adresimize gönderebilirsiniz.

Bakan Kasapoğlu: ‘Yüzme Bilmeyen Kalmasın’ kampanyasıyla 3 milyona yakın insanımıza yüzme öğrettik yazısı ilk önce Yeni İstiklal üzerinde ortaya çıktı.



Alıntı Haberin Kaynağı Yeni İstiklal https://ift.tt/3pyEggG

MKRdezign

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget